Bitkiler | Konular | Kitaplar

Kolon kanserine karşı elma ve zerdeçal

Kolon kanserine karşı; elmayı kabuğuyla birlikte yemeli, günde bir kaşık zerdeçal ve yarım kilo ev yoğurdu tüketmelisiniz. Her gün 80 gram aspirin alınması da hastalığa yakalanma riskini azaltıyor
Ölüm oranının oldukça fazla olduğu kolorektal yani kolon veya kalın bağırsak kanserinde, hastalık erken evrede tespit edildiğinde, hastanın sağ kalma ihtimali çok yüksek. Bu kanser türünde tanı yaşı ortalama 62 olarak belirleniyor. Yaş ilerledikçe, hastalığa yakalanma riski de çok artıyor.

ÇOCUKLARDA KÖTÜ
Öte yandan hastalık çok seyrek de olsa çocukluklarda da görülüyor. Bunun temelinde genetik faktörler yatıyor. Ancak küçük yaşlarda görülen kolorektal kanserlerde, hastalık son derece kötü seyrediyor. Bu hastalığın erken evrede tespit edilmesinde, morfolojik olarak öncül lezyon niteliğindeki gelişmelerin dikkatle değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Adenomların yani iyi huylu tümörlerin fark edilmesi, bağırsaklarında polip bulunan polipozisli hastaların izlenmesi, cerrahi müdahalelerde ayrıntılı histopatolojik incelemenin yapılması da hayati önem taşıyor.

BİYOPSİ İLE KESİN TANI
Parmakla rektal muayene, tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, akciğer grafisi, tümör belirteçlerinden CA 19.9 ve CEA testleri, hastalığın tanısında bilgi veriyor. İleri olgularda CEA yüzde 70 oranında pozitif bir sonuç veriyor. CA 19.9'un sonucu ise karaciğere metastaz yapıp yapmadığı konusunda fikir veriyor. Bu arada bilirubin değerleri de göz ardı edilmemelidir. Ancak kesin kanser tanısı, muhakkak biyopsinin sonucuna göre konulmalıdır.

ENDOSKOPİK TARAMA
Radyolojik görüntüleme teknikleriyle batın ve pelvisin görüntülenmesi de; karaciğerle bağırsakların durumu ve hastalığın yayılıp yayılmadığı konusunda fikir veriyor. Kanserin karaciğere sıçrama şüphesinin bulunduğu hastalarda; manyetik rezonansa da başvurulabilir. En önemli tarama ve görüntüleme yöntemi ise endoskopidir. Hastalık lezyonları, muskülaris mukoza adı verilen bölgeyi geçmediği sürece, hastalık son derece iyi seyreder. Öte yandan cerrahi müdahale sırasında çıkartılan kanserli parçanın, sağlam dokudan uzakta olması da, hastalığın seyri açısından çok olumlu bir gelişme olarak değerlendirilir.

GÜNAŞIRI KALSİYUM
Kolon kanserinden korunmada; her gün 75-80 mg. Asprin alınmasının büyük faydası var. Hatta bu kanser türüne yakalanların, tedaviden sonra da asprine devam etmesi öneriliyor. Öte yandan günde 400 mg. folik asit ve günaşırı 1 gram kalsiyum takviyesi de hastalığa yakalanma riskini azaltıyor.

KARAHİNDİBA KANSERLE SAVAŞIYOR
Kolon kanserinden korunmada keten tohumu, günde 5-7 porsiyon sebze-meyve, haftada iki kez baklagil ve her gün yarım kilo ev yoğurdu tüketilmeli.
Lahana, pazı, hardal otu, karnabahar, brokoli, pırasa, yaban mersini, böğürtlen, vişne, kereviz, enginar, siyah erik, siyah üzüm, kayısı ve yer fıstığı sıklıkla yenilmeli. Günde mutlaka bir kaşık zerdaçal da tüketilmeli!

KEKİK VE ADAÇAYI ÇOK FAYDALI
Karahindiba, hastalıktan korunmada vazgeçilmemesi gereken bir bitkidir. Öte yandan son zamanlarda Boswellia bitkisinin de faydalı olduğu kanıtlanmıştır.
Zeytinyağı, avokado yağı, kanola yağı, soya yağı ve D vitamini belli aralıklarla alınmalıdır.
Elma, özellikle kabuğuyla birlikte tüketilmeli!
Günde en az iki litre su içilmeli.
Katkı maddesi olan, uzun raf ömürlü gıdalardan kesinlikle kaçınılmalı.
Kekik, adaçayı, sarımsak ve soğan beslenme listelerinde her zaman yer almalı.
Kırmızı et haftada bir kereden fazla tüketilmemeli. Aşırı yanmış etin çok zararlı olduğu, sigara, alkol ve fazla kilonun hastalığa yakalanma riskini artırdığı da unutulmamalı!

AĞIZ YARALARINA PAPATYA ÇAYI
Glutamin, papatya çayı, E vitamini, karadut şurubu ve nar suyu, kemoterapi tedavisi nedeniyle ağızda oluşan mukoziti azaltır, bağırsağı düzenler.
Zencefil bulantıya, Omega 3 ise kilo kaybına karşı etkilidir.
Asitli olmayan hakiki meyve sularını posalarıyla birlikte yarım saat içinde tüketmek son derece faydalıdır.
Kemoterapi esnasında meyan kökü ve greyfurttan uzak durulmalıdır.

YÜZDE 10'UNDA AİLEVİ FAKTÖRLER ETKİLİ
Hastalığın yüzde 6-10'unu oluşturan hereditel kolorektal kanserlerde; genetik faktörler ön plandadır. Bu tür, polipozis sendromuyla ilişkilidir yani kanser, poliplerin zemininde gelişir. Yapılan mikroskopik veya histopatolojik incelemeler doğrultusunda; tümörün ne kadar yayıldığının yani kanserin hangi evrede olduğunun belirlenmesinde ise; tümörün bağırsak duvarında ulaştığı en derin mesafenin doğru olarak saptanması çok önemlidir.

Prof. Dr. ERKAN TOPUZ