Antioksidan kaynağı sebze-meyveler
Vücudun yüksek düzeyde tahrip edici özelliği bulunan “Serbest radikaller”den korunması için antioksidan kaynağı olan taze sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerekiyor.
Vücut oksijen kullanırken ortaya çıkan atık maddelerin “serbest radikaller” olarak adlandırılır, “serbest radikaller yüksek düzeyde tahrip edici etkiye sahiptirler. Çünkü temas ettikleri moleküllerin yapısını bozarlar. Başka bir ifadeyle bunlar dokuları paslandırırlar”.
Vücudun sürekli olarak serbest radikallerin erozyonuna uğrayan dokuları yenileyebilmek için antioksidanlara ihtiyaç duyar, bu “dost” maddelerin bir kısmının vücut tarafından üretildiğini bir kısmının da meyve ve sebzelerle dışarıdan alınması gerekir..
Ağır yemekler yenilmesinin, besinlerdeki katkı maddelerinin, ilaç artıklarının, güneş ışığının, havadaki kimyasal maddeler, egzoz ve baca dumanları ile karşılaşılan pek çok kanserojen maddenin vücuttaki antioksidan ihtiyacını artırdığı, bu nedenle beslenmede sebze ve meyvelere büyük önem verilmesinin büyük önem taşır.
Yeterli düzeyde antioksidan alınmadığında kanser ve kalp hastalıklarının görülme riskinin arttığı, yüksek tansiyon ve damar tıkanıklıklığı görülme oranlarının yükseldiğinin belirtisi, şunlardır:
“En bilinen antioksidanlar A, E, C vitamini, selenyum ve çinkodur. Üzüm çekirdeği, şu ana kadar bulunan en güçlü antioksidan madde taşıyıcısı olarak literatüre geçmiştir. Özellikle siyah üzüm çekirdeğiyle birlikte yenilmeli. Çekirdek yutularak değil çiğnenerek yenilmeli. Böylelikle doğal bir antioksidan alınmış olunur. Siyah üzümün yapımında kullanıldığı kırmızı şarabın kalp hastalıklarından koruduğu literatüre geçmiştir. Sebzelerde ise brokoli, lahana, karnabahar, Brüksel lahanası, havuç, semiz otu, kereviz, soğan ve sarımsağın güçlü birer antioksidan kaynağı olduğunu görüyoruz. Daha koyu ve canlı, daha parlak renkli sebze ve meyveler daha çok antioksidan madde içerirler. Örneğin, domateste en çok bulunan ve diğer kırmızı sebzelere de rengini veren likopen, güçlü bir antioksidandır. Dolayısıyla domatesi yaz-kış yemeyi öneriyoruz. Yeşil çay antioksidan özelliği taşır ve mutlaka içilmesi gerekir. Ceviz, badem, fındık, kabak ve ay çekirdeği de antioksidan kaynağıdır. Bunun için bu yiyecekleri mutlaka yemeliyiz.”
Meyvelerden kivi, çilek, mürdüm eriği, böğürtlen, yaban mersini ve kuşburnunda da bolca antioksidan bulunduğunu kaydederek, “Bitki çaylarından kekik, biberiye, adaçayı gibi çaylar ve nane, zencefil, zerdeçal gibi baharatlar önemlidir. Sağlığımızı korumak için bol bol, mevsiminde taze meyve ve sebze tüketmeliyiz” dedi.
Vücut oksijen kullanırken ortaya çıkan atık maddelerin “serbest radikaller” olarak adlandırılır, “serbest radikaller yüksek düzeyde tahrip edici etkiye sahiptirler. Çünkü temas ettikleri moleküllerin yapısını bozarlar. Başka bir ifadeyle bunlar dokuları paslandırırlar”.
Vücudun sürekli olarak serbest radikallerin erozyonuna uğrayan dokuları yenileyebilmek için antioksidanlara ihtiyaç duyar, bu “dost” maddelerin bir kısmının vücut tarafından üretildiğini bir kısmının da meyve ve sebzelerle dışarıdan alınması gerekir..
Ağır yemekler yenilmesinin, besinlerdeki katkı maddelerinin, ilaç artıklarının, güneş ışığının, havadaki kimyasal maddeler, egzoz ve baca dumanları ile karşılaşılan pek çok kanserojen maddenin vücuttaki antioksidan ihtiyacını artırdığı, bu nedenle beslenmede sebze ve meyvelere büyük önem verilmesinin büyük önem taşır.
Yeterli düzeyde antioksidan alınmadığında kanser ve kalp hastalıklarının görülme riskinin arttığı, yüksek tansiyon ve damar tıkanıklıklığı görülme oranlarının yükseldiğinin belirtisi, şunlardır:
“En bilinen antioksidanlar A, E, C vitamini, selenyum ve çinkodur. Üzüm çekirdeği, şu ana kadar bulunan en güçlü antioksidan madde taşıyıcısı olarak literatüre geçmiştir. Özellikle siyah üzüm çekirdeğiyle birlikte yenilmeli. Çekirdek yutularak değil çiğnenerek yenilmeli. Böylelikle doğal bir antioksidan alınmış olunur. Siyah üzümün yapımında kullanıldığı kırmızı şarabın kalp hastalıklarından koruduğu literatüre geçmiştir. Sebzelerde ise brokoli, lahana, karnabahar, Brüksel lahanası, havuç, semiz otu, kereviz, soğan ve sarımsağın güçlü birer antioksidan kaynağı olduğunu görüyoruz. Daha koyu ve canlı, daha parlak renkli sebze ve meyveler daha çok antioksidan madde içerirler. Örneğin, domateste en çok bulunan ve diğer kırmızı sebzelere de rengini veren likopen, güçlü bir antioksidandır. Dolayısıyla domatesi yaz-kış yemeyi öneriyoruz. Yeşil çay antioksidan özelliği taşır ve mutlaka içilmesi gerekir. Ceviz, badem, fındık, kabak ve ay çekirdeği de antioksidan kaynağıdır. Bunun için bu yiyecekleri mutlaka yemeliyiz.”
Meyvelerden kivi, çilek, mürdüm eriği, böğürtlen, yaban mersini ve kuşburnunda da bolca antioksidan bulunduğunu kaydederek, “Bitki çaylarından kekik, biberiye, adaçayı gibi çaylar ve nane, zencefil, zerdeçal gibi baharatlar önemlidir. Sağlığımızı korumak için bol bol, mevsiminde taze meyve ve sebze tüketmeliyiz” dedi.
Meyve ve Sebzeler
- Antioksidan kaynağı sebze-meyveler
- Arka bahçenizde yetiştirebileceğiniz 5 yiyecek
- Aylara göre sağlıklı ve dengeli beslenin
- Besinlerin faydaları renklerinde saklı
- Bitkisel ürünlere yeni düzenleme
- Donmuş sebze ve meyve hasta etmez
- Ekonomik beslenmek için 'ikiz gıdaları' tüketin!
- En çok tükettiğimiz meyveler
- Fazla meyve ve sebze riski azaltmıyor
- Hangi ilimizde ne yetişiyor?
- Hangi kansere hangi bitki...
- Hangi mevsimde ne yemeli?
- Hangi sebze nereden geldi
- Hangi sebze, neye iyi geliyor?
- Her derde deva bir karışım var
- Kış meyveleri hastalıktan koruyor
- Kış sebzelerinin faydaları
- Mevsim sebzelerini yiyenler, kışı sağlıklı atlatıyor
- Meyve cenneti Türkiye
- Meyveler ve sebzeler neden kararır
- Meyveleri kabuklarıyla yiyin
- Meyvelerin mucizesi
- Mucize meyve'nin lezzet şoku!
- Potasyumun gücü adına: SIRA YEŞİL SEBZELERDE!
- Sebzeler olmadan kış geçmez
- Sebzeleri bilinçli tüketin
- Turp gibi olmak için turp yiyin!
- Yiyeceklerin güzelliğinize etkisi büyük
- Yiyeceklerle ilişkimiz kadın-erkek ilişkisine benziyor
- YORGUNLUK savaşçıları için...