Şifalı Bitkiler

Yaz yaklaştıkça diyet listeleri havalarda uçuşuyor ya, benim de size küçük bir önerim olsun istedim.
Bir buçuk ay gibi bir sürede altı kilo verdim çünkü... Üstelik spor yapmaktan nefret bile değil, adeta tiksinen, yürüyüşten eve sinirden ağlayarak dönen biri olarak, sıfır hareketle başardım bunu.
Hani demek ki bir de en azından her gün 40-45 dakika yürüsem, sekiz-dokuz kiloyu rahat kara toprağa gömecektim!
Peki hem mümkün olduğu kadar yerimden az kımıldayıp hem de bu kadar kiloyu kısa zamanda nasıl verdim?
Hemen heyecanlanmayın öyle, sihirli formül falan yok.
Küçük bir önerim var sadece...
Kendi kafama göre bir şeyler yaptım tabii.
Akşam 6'dan sonra sadece meyve yemek gibi, çok sevdiğim peyniri azaltmak gibi ve tabii en önemlisi rakı-balık sofralarından uzak durmak gibi.

BİR SÜRÜ FAYDASI VAR
Yine de bence işin bir püf noktası vardı. O da ananas!
Ne kadar tok tuttuğunu size anlatamam.
Hem çok tok tutuyor, hem bağırsak faaliyetlerini düzene sokuyor, ödem atıyor, metabolizmayı hızlandırıyor, hem de tatlı ihtiyacını gideriyor. (Bir faydası daha varmış, onu da bir kız arkadaşım söyledi. Ne kadar doğru bilmiyorum ama buraya yazamam, ayıp! Fakat kızsal bir durum diyebilirim ve özetle o da iyi bir şey!) Konservesi değil tabii ki, tazesi.
Bunu da birkaç yıl önce Tayland'a gittiğimde keşfetmiştim.
Ben dört saatte bir yemek yemezse kan şekeri dibe vurup sağı solu palayla doğrayacak kadar şuurunu yitiren bir insanım. Ama Tayland'da o sıcak ve o neme rağmen baktım ki sabah kahvaltılarında bol bol tükettiğim ananas beni neredeyse akşama kadar tok tutuyor.
O zamandan sonra en sevdiğim meyve oldu kendisi. Dedemizden kalma ananas bahçelerimiz yok tabii ama Allah'tan artık bizim memlekette de çok kolay bulunabiliyor.
Fakat bir kötü tarafı var, çok yiyince insana damağını ve boğazını dikenli tel kaplamış hissi veriyor.
Yani şimdi aman ananas zayıflatıyormuş deyip top top yutmaya kalkmayın.
Ben tek bir tombiş ananası iki ya da üç kerede yiyorum mesela...
Özellikle tombiş dedim, alırken en şişmanını seçmeye gayret edin. Bir de parmağınızla şöyle bir kabuğuna bastırın, içine çökerse almayın.
Neyse hadi bakalım bu da benim size yaz öncesi kıyağım olsun. Herkes "Nasıl verdin bu kiloyu?" deyip duruyordu. Sırrımı açıkladım işte...